Sendikalar ve Kooperatifler: Demokratik İşyerlerinin İnşaası İçin İşbirliği, Lisabeth Ryder

İşçi örgütlenmeleri olarak hergün sahada işçilerin hayatlarını iyileştirmek için mücadele ediyoruz; hakları eriyen, güvencesiz ve esnek işgücünün ihtiyaçlarını sağlamak adına işçiler için yeni araç ve alternatif arayışındayız. Yenilikçi önderlik ruhuna uygun şekilde işçi hareketinin, daha geleneksel işçi örgütlenmesi yöntemlerine eklemlenecek ve Amerikan işçi sınıfına tekrar hayatlarının kontrolünü geri verecek alternatif bir örgütlenme stratejisi olarak işçi kooperatiflerini kullanmasını öneriyoruz.

Sendikaların görevi, iş yerine ve daha büyük perspektifte ekonomiye demokrasi getirmektir. Şu anda biz bunu işçi ve işveren arasındaki çatışmalı ilişki çerçevesinde yapıyoruz. İşçi kooperatifi ise bu modelin sınırları dışına çıkan, iş yerlerini işçiler tarafından demokratik bir şekilde işletilen kurumlara dönüştüren bir alternatiftir. Öte yandan işçi kooperatifleri işçi hareketinin her derdine deva da olamaz. Yine de işçi kooperatiflerinin Amerikan sınıf mücadelesi tarihinde önemli bir yeri vardır. Örgütlü işçi hareketi, sınıf içinde etkisini geliştirmenin yanında bugün temsil etmekte olduğumuz işçilere yeni alternatifler sunma potansiyeline de sahiptir.

Hedefimiz işçi kooperatifleri üyelerinin aidat ödeyen, sendika üyeleri olmalarına olanak tanıyan ve yeni işçi kooperatiflerini örgütlenme stratejilerinin bir parçası haline getiren kurumsal bir değişimin önünü açmaktır. Sendikalar, iş yerinde örgütlenme komiteleri oluşturarak, iş planı, yasal çerçeve ve gerekli belgeleri hazırlayarak, kaynak sağlayarak, gelişim için eğitim sunarak,  sağlık sigortası ve emeklilik planı tahsis ederek işçi kooperatiflerinin inşasına yardımcı olabilirler. İşçi kooperatiflerini sendika üyeliğinin bir parçası haline getirmek politik gücümüzü artıracak, bize aidat ödeyen tabanımızı genişletmenin dışında örgütlenme stratejimizi de geliştirecektir.

İşçi kooperatifi tamamıyla işçilere ait, demokratik olarak işletilen bir iş yeri olarak tarif edilebilir. Amerikan işçi tarihinde sendikalar ve işçi kooperatifleri, patronların lokavt dayatmasına karşı grevdeki işçilerin kurdukları kooperatifler yoluyla elele mücadele etmiştir.  Dünyanın ilk büyük ölçekli işçi sınıfı kooperatifi, Amerikan tarihinin en güçlü kitlesel hareketi olan Halkçı Hareketin bir parçası olarak 1800’lerin sonunda inşa edilmiş ve Halkçı köylü isyanının örgütlenme tabanı olarak işlev görmüştü.  Yirminci yüzyılda ise Çalışan Hissedarlar Planması (ESOPs) gibi karma pratikler; Southwest Havayolları, Home Depot ve  Avis Araç Kiralama dahil olmak üzere çeşitli başarılar elde etti. Ancak bu sosyal deneyimlerin yükseliş ve düşüşünün ötesinde, işçi kooperatifleri inatçı dirilişleri ile iş yerinde ve ekonomide demokrasi mücadelesinin doğal bir bileşeni olduğunu ispatladığı için günümüz işçi hareketinin güçlenip büyümesine yardımcı olabilir.

İşçi hareketi çocuk ve ev bakımı işçileri gibi geleneksel olmayan iş gücünü örgütleme uğraşı içerisindeyken, bizler de alışıldık işçi-işveren ilişkilerinin gerçekliğinden uzaklaşmaya başladık. Ülke çapındaki kampanyalarda örgütlenme çalışması yürütenler, bu işçilerin hayatlarını geliştiren işçi kooperatiflerine tanıklık ettiler.

Başvuru merkezi, istihdam bürosu, tatil ve hastalık izinlerinde rotasyonla çalışabilecek bir iş gücü havuzu, hem çocuk hem de evde bakım işçilerinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek işçi kooperatifi pratiklerinin örnekleridir. İşçiler için gerçek çözümler sunmasının yanı sıra işçi kooperatifleri işçi örgütlenme programları için yeni alanlar açma potansiyeline de sahip.

İşçi kooperatifleri küçük topluluklar bazında işletmeler olma eğilimi gösteriyor, örneğin Los Angeles ve San Fransisco / Körfez Bölgesinde çalışan çoğu taksiciler ve araçları aslında kooperatiflere bağlıdır. Ancak bu kooperatifler birleştirici politik bir lobi faaliyetinden yoksunlar. Taksi sürücüleri tarife yükseltmek istediklerinde küçük gruplar yetkililer ile uzun süren görüşmeler sonucunda küçük zamlar alabiliyorlar. Oysa ki örgütlü bir işçi örgütünün üyeleri olsalar haklarını savunabilmek için daha güçlü bir pozisyonda olabilirler.

İşçi kooperatifleri genelde özel sektörde kısıtlanmış durumda ancak kamu sektöründeki işlerin alınması kamuda işçi kooperatiflerinin örgütlenebilmesi için bir fırsat sunuyor. Vergi kesintilerindeki muhafazakar program ve çökmekte olan hükümet kamu emekçilerini saldırıya açık hale getirdi. Kamuda artan taşeronlaşma geleneksel kamu sendikaları örgütlenmesinin tabanını eritti. Öte yandan kamudan iş alan ulusal ve uluslararası şirketler de geleneksel işçi örgütlenmesi için zor hedefler olduğunu gösterdi.

Taşeron şirket karşısında geleneksel örgütlenme metodları işe yaramadığında sendikalar işçilere söz konusu işi almaları için kendi birliklerini bir işçi kooperatifine dönüştürme yolunda ön ayak olabilirler. Üst düzey yöneticilerin yüklü maaşlarını karşılamak zorunda olmadıkları için bu kooperatifler büyük taşeron şirketlerin altında teklif sunabilirler.

Akabinde işçi hareketi, işçi kooperatiflerini destekleyecek bütçe politikaları ve mevzuat üretilmesi için baskı oluşturabilir. İşin yerelde yapılıyor olması oradaki yerel toplumu da ekonomik olarak güçlendirecektir. Asgari ücret kampanyaları gibi bu strateji de kamudaki taşeronlaşma dalgasını kırmaya yardım ederken kamu bütçesinin korunmasına ve yerel toplumun bu bütçeden yapılan harcamadan en  yüksek faydayı sağlamasına olanak tanıyacaktır.

Tabi ki önümüzde bazı engeller var. İşçi hareketi ekonomik savaş içerisinde ölüm kalım mücadelesi veriyor. Amerikan iş gücünün ancak yüzde on birini temsil eden işçi hareketi, giderek büyüyen bir kesimi daha az sayıda ve daha az deneyimli insanla örgütlemeye çalışıyor (sahadakiler için bu kimi zaman rahatsız edici bir şekilde, büyük kayıplar karşısında daha büyük ve dikkatsiz oynayan umutsuz bir kumarbazın mantığını çağrıştırıyor). İşçi kooperatifleri küçük işletmeler olma eğilimi taşıyor, ideolojik olarak cazip ama stratejik olarak o kadar da çekici görünmüyor.

Sayı oyununu kazanmak için işçi hareketi daha iyi örgütlenmeli, eğitmeli ve üyelerini yerelde devam eden örgütlenme faaliyetlerinde aktifleşmeleri için harekete geçirmeli. Bu ihtiyaç dururken, yereller örgütlenme programı ve hedeflerinden yoksun. Oysa ki işçi kooperatiflerinin kurulmasına teşvik için yereli güçlendirmek bütün işçilere kazandıracak.

Bu nedenle işçi kooperatifi topluluklarından, işçi kooperatifi modelinden örgütlenme hedefleri çıkararak işçi kooperatifi paradigması geliştirme uğraşında bize katılmalarını istiyoruz. Hepimizin bildiği üzere işçi hareketi, idealleri için ayağa kalkan cesur ve adanmış insanların kazanımları üzerine inşa edildi. Sağlık sigortası ve diğer kazanımlar, kıdem tazminatı, haftalık 44 –günlük  8  saat  çalışma, tatil ve hastalık izni, zam, sosyal güvence ve hafta sonu izni bizim şu anda güvence altında olduğunu düşündüğümüz yaşam tarzımızı oluşturan kazanımlar. Sendikal örgütlenme için küçük lokmalar,  büyük ziyafetlerin de önünü kapamadan daha kolay elde edilir kazanımların yolunu açabilir.

Lisabeth Ryder, Oakland, Kaliforniya’daki Eyalet İdaresi & Belediye İşçileri Amerikan Federasyonu’nun Batı bölgesi yöneticisidir. 

http://www.geo.coop/archives/3_Ryder_Forum.html sitesinden çevrilmiştir.

Kaynak: http://isyandan.org/makaleler/sendikalar-ve-kooperatifler-demokratik-isyerlerinin-insaasi-icin-isbirligi-lisabeth-ryder/