Guatemala’da Gıda Egemenliği Mücadelesi
Tüketim ürünlerindeki fiyat artışları köylü mücadelelerinin önünü açtı.
26 ve 27 Nisan’da Guatemalalılar ülke çapında gösteriler yapıp yolları kapattılar, yüksek gıda ve yakıt fiyatlarının son bulmasını talep ederek, hükümetin hesap vermesi ve Başkan Alejandro Giammattei’nin istifası çağrısında bulundular. Eylemciler, “Haksızlık karşısında susmayacak kuşağız” ve “halk için adalet olmazsa hükümet için barış olmaz” yazılı pankartlar taşıdılar. Comité de Desarrollo Campesino (Çiftçi Kalkınma Komitesi, CODECA) tarafından düzenlenen çokuluslu grev (Paro Multinacional) öncelikli olarak Guatemala hükümetinin ülkenin yirmi dörtten fazla yerli ulusunun temsiliyetini ve tanımasını talep ediyor. İsmini vermemeyi tercih eden bir CODECA üyesi grubun kolektif doğasını vurgulamak için, örgütün mücadelesinin toprak hakkının ötesine geçen ve kaynaklara, kültüre ve tarihe sahip olma hakkını kapsayan bir toprak mücadelesi olduğunu ifade ediyor. “Bu mücadele hasat edilecek topraktan daha fazlası ile orada yaşayan insanlarla ve her şeyden önce Guatemala’daki yerli toplulukların koruduğu doğal kaynaklarla ilgili” diyor. “Guatemalalılar, bir zamanlar yurt içinde yetiştirilen gıdaların artık ithal edilmesinin ekonomik yükünü sırtlanmak zorunda kalıyorlar.”
Son birkaç yılda Guatemala’da gıda fiyatları Kovid-19 salgını, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali gibi sebepler sonucu yükseldi. 2021’de mısır ve fasulye fiyatları sırasıyla %25 ve %34 arttı ve bu fiyatların daha da yükselmesi bekleniyor. Bu etkenler toprağa erişimdeki eşitsizlik ve temel gıda ürünleri yerine ihraç edilen ürünlere verilen önem yüzünden on yıllardır süren gıda fiyatlarında ki artışı daha da kötüleştiriyor. Devlet destekli büyük tarım işletmelerinin hakimiyeti nedeniyle Guatemalalılar bir zamanlar yurt içinde yetiştirilen gıdalar için gümrük vergileri ödemek zorunda kalıyorlar. Yerli Guatemalalıların çoğu yeterli ücret almadığından, toprağın nasıl ve kimler tarafından kullanıldığı konusu hayati önem taşıyor. Tarım işçileri için asgari ücret 2.872,55 Guatemala quetzalı
(yaklaşık 373 dolar) iken, Şubat 2022 itibariyle beş kişilik bir aileyi geçindirmek için gereken temel gıda ürünlerini içeren ihtiyaç sepetinin maliyeti 3.134.40 quetzal (407 dolar) olarak hesaplanıyor. CODECA’ya göre Giammettei yönetimi köylülerin yerli topraklarını işgal etmesiyle agresif bir şekilde mücadele etti ve “işgalciler” olarak adlandırdığı toplulukların evlerini ve eşyalarını yaktı. Bu sürece “temizlik” dendi ve bu eylemler nihayetinde bu toprakların büyük arazi sahiplerine verilmesiyle sonuçlandı. CODECA üyesine göre, son üç yılda, bölge için mücadele eden 23 eylemci öldürüldü ve eylemcilerin faaliyetleri nedeniyle suçlandığı 270 dava bulunuyor.
Devlet Şiddeti ve Toprak Hakları
Toprak hakkı uzun zamandır yerli Guatemalalıların hak mücadelelerinin merkezinde yer alıyor. 1954’te, demokratik olarak seçilmiş Başkan Jacobo Árbenz, United Fruit şirketinin sahip olduğu kullanılmayan bir araziyi topraksız köylülere yeniden dağıtmayı amaçlarken CIA destekli bir darbeyle devrildi. Bunu devlet destekli uzun bir vahşet dönemi takip etti. 200.000’den fazla kişinin öldürüldüğü ve çoğunluğu Maya yerlisi olan yaklaşık bir milyon kişinin yerinden edildiği 36 yıllık bir iç çatışma yaşandı. Katolik Kilisesi tarafından yayımlanan çatışma sonrası hakikat komisyonu “Nunca Más”ın 1998 raporuna göre, vahşet eylemlerinin yüzde doksanından fazlası Guatemala ordusu veya orduyla ilişkili paramiliter Sivil Savunma Devriyeleri (PAC’ler) tarafından gerçekleştirildi. Çatışmanın mirası Yerli Guatemalalıların toprak hakları için süregelen mücadelesini derinden etkiliyor. Tarihsel olarak toprak taleplerinin çoğu kez çok gaddar şekillerde bastırılmış olması sebebiyle çoğu kişi solcu bir isyanla ilişkilendirilmekten korkuyor. Hükümet de yaygın bir taktikle, yolsuzluğa karşı devam eden hareketleri bu şekilde etiketliyor. Yıllardır CODECA ve diğer Guatemala yerli hareketlerinin üyesi olan ancak şu anda yurtdışında yaşayan Paula Flores Arroyave’nin belirttiği gibi: “Savaş sonrası sivil toplum genel olarak konuşmaktan, bastırılmaktan, ortadan kaybolmaktan çok korkuyordu.” Bu durum uzun soluklu bir hareketin ortaya çıkmasını zorlaştırdı. Hükümet teoride çatışmadan etkilenen bazı köylüleri yerli topraklarına yeniden yerleştirerek barış anlaşmalarına uymuş olsa da bu araziler toplulukların kendi kendine yetebilmesi ve yaşamlarını sürdürmeleri açısından yeterli değildi. Flores Arroyave’in tabiriyle, “nihayetinde bu barış anlaşması kime hizmet ediyordu?” Şimdilerde mevcut hükümet şeker kamışı ve Afrika palmiye yağı gibi ürünlerin ihracatını genişletmeye çalışıyor. Başkan Giammettei ekinlerin yoksulluğu azaltmanın anahtarı olduğunu iddia ediyor.
Yerli Guatemalalılar ise büyük tarım işletmelerinin eşitsizliğin ve gıda güvencesizliğinin başlıca itici güçleri arasında yer aldığını söylüyorlar. Mono kültür tarlaları ülkenin en ekilebilir arazilerinin çoğunu işgal ediyor, bu da çiftçilerin tarihsel olarak Yerli Mayalar tarafından kullanılmış olan, kendi kendini idame ettiren bir tarım uygulaması olan “milpa” için çok az alan bırakıldığı anlamına geliyor. Bu yöntem sayesinde fasulye ve mısır gibi temel mahsuller aynı anda yetiştirilebiliyor. Yani milpa aracılığıyla geçimlik ürünler yetiştirerek aileleri ve toplulukları sürekli bir şekilde beslemek ve aynı zamanda ürün çeşitliliğinin organik olarak korunması yoluyla küresel gıda istikrarına katkıda bulunmak mümkün. Öte yandan tek kültürlü tarım ise ormansızlaşmaya katkıda bulunuyor ve toprak verimliliğini azaltıyor. Küçük çiftçilerin kullanabilecekleri verimli topraklar olmaması nedeniyle birçok Yerli Guatemalalı düşük ücretler karşılığında mono kültür tarlalarında çalışmak zorunda kalıyor. Gıda fiyatlarının
yükselmesinden önce bile tarım işçileri için asgari ücret temel ihtiyaçları karşılamıyordu. CODECA tarafından hazırlanan bir rapora göre, asgari ücret yasası sıklıkla göz ardı ediliyor ve tarım işçilerinin yalnızca yüzde onu bu miktarı kazanıyor. Bu sebeple pek çok çalışan için iş günlerinin sonu, ürüne bağlı olarak ölçülen belirli bir emek/miktarının tamamlanmasına bağlı. Bu durum, çalışanların sıklıkla çocuklarının yardımına başvurmak zorunda kaldığı ve nadiren de günde 10 saatten az çalıştığı anlamına geliyor.
Flores Arroyave, Guatemala’nın güneyindeki bir tarım topluluğuyla çalıştığı süre boyunca gözlemlediği, toprak sahiplerinin tarlalardaki çalışanlara uygun koruyucu teçhizatı sağlamadan helikopterlerle ekinlere kimyasal madde püskürtmek suretiyle çalışanların ciltlerinde ve ciğerlerinde tahribat yaratan ciddi insan hakları ihlallerine dikkat çekiyor. Benzer şekilde Guatemala’da yaygın bir tarım uygulaması olan şeker kamışı ekinleri için tarlaları hasattan önce yakmak da önemli hava kirliliğine ve sağlık sorunlarına yol açıyor. Bu tahribat sonucu havada bulunan kül tabakası o kadar yoğun oluyor ki topluluk üyeleri kıyafetlerini dışarıda yıkayamıyor veya kurutamıyor.
1996 yılında imzalanan barış anlaşmalarının bir parçası olarak, bazı köylülere toprak transferi ve gıda yardımı hakkı verildi. Ancak bu araziler geçmişteki aşırı tarım uygulamaları ve kirlenmiş toprak nedeniyle çoğu zaman çoktan kullanılamaz halde idi. Bazı çiftçiler ise mülkiyet belgelerine sahip olmadıkları arazileri işgal ediyor, bu da tahliyelerini her zaman mevcut bir tehdit haline getiriyor. Küçük çiftçiler bazen büyük toprak sahiplerinden arazi kiralasa da dışlayıcı koşullar ve finansal kısıtlamalar bunu zorlaştırıyor. Toprak sahiplerinin, önemli bir kâr getirmediği için, arazilerini sürdürülebilir gıda üretmek için kullanan ailelere kiralama olasılığı da daha düşük oluyor. Arazi talebinin fazlalığı nedeniyle toprak sahipleri arazilerini şişirilmiş fiyatlarla kiralıyor ve bu da köylüleri bir tür borç modeline zorluyor.
Codeca’nın Genişleyen Tabanı
CODECA tipik Yerli ve köylü tabanının ötesinde destek kazanıyor, kentsel topluluklardan, öğrencilerden ve hatta orta sınıftan ideolojik bir takipçi kitlesi elde ediyor. Flores Arroyave’ye göre bu, siyasi sınıfa yönelik artan hayal kırıklığından kaynaklanıyor: “Politikacılar bizi soyuyorlar, ülkeyi yağmalıyorlar ve bizi bastırmak için nasıl daha pervasızca çalmaya başladıklarını görebiliyoruz.” Fiyatlar yükselmeye devam ettikçe ve hükümetin yolsuzluğu daha belirgin hale geldikçe, bu tür sosyal/politik hareketliliklerin devam etmesi muhtemel. Vatandaşlar, Flores Arroyave’nin belirttiği gibi, “protestonun yalnızca geçerli bir yol değil, aynı zamanda gerekli bir yol olduğunu, aksi takdirde kimse tarafından dinlenmeyeceklerini” giderek daha fazla anlıyorlar. Bir CODECA üyesinin açıkladığı gibi, geçen ayki gösteriler, nihayetinde gıda egemenliği ya da geleneksel yöntemlerle gıda üretme ve tüketme hakkı için verilen mücadeleyle ilgiliydi. Bu durumda, toprak hakkı, derinleşen yoksulluğa ve Guatemala’daki birçok kişinin küresel kıtlık dönemlerinde kendi yiyeceklerini yetiştirme hakkına sahip olmamasıyla yakından bağlantılıdır. Nitekim yerli halk üretebileceği ve üretmeyi uzun zamandır talep ettiği temel gıdalar için çok daha yüksek fiyatlar
ödemek zorunda kalıyor. Bir CODECA üyesinin açıkladığı gibi “kırsaldaki insanlar, köylüler ve yerli halk ne ekerlerse onu biçecekler.” Ve çiftçilerin ihtiyaçları karşılanırsa yalnız iradeye değil, aynı zamanda mücadelelerini güçlendirmek için alana ve imkana da sahip olacaklar.
Chelsea Carrick, Mexico City’de yaşayan serbest yazar. CUNY Graduate Center Siyaset Bilimi bölümünden Latin
Amerika’da çatışma sonrası siyasete odaklandığı yüksek lisans derecesine sahiptir.