Şahinyurdu Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Ziyaretimiz
Kır Kent Ağı bileşenlerinden YerDeniz Kooperatifi, Göztepe Koopearatifi ve Değişim Kooperatifi olarak S.S. Gemlik Şahinyurdu Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ne üretici ziyareti düzenledik. İstanbul’dan yaklaşık 3 saat süren bir yolculukla Kooperatif’in Gemlik’te bulunan paketleme tesislerine vardık. Gemlik merkezde bulunan tesiste zeytinlerin seçimi ve paketlenmesi yapılıyor. Zeytinler Pazar günü paketleme tesisine geliyor ve burada ki kadın işçiler tarafından son kullanıcıya gitmek üzere hazırlanıyor. Önce zeytinler içinden ezikleri seçiliyor ve sabun yapılmak üzere kenara ayrılıyor. (Sabun yapılırken zeytinler kaynatılıyor ve sabunlaşması için içerisine kostik katılıyor.) Sonra ayıklanan zeytinler siparişlere göre tartılarak ambalajlanıp kolileniyor. Burada daimi olarak çalışan 1 kişi var, Kooperatif ortakları genelde gönüllü olarak çalışıyor…
Eskiden Yukarı Benli, Aşağı Benli olarak bilinen köyler bugün Şahinyurdu ve Cihatlı köyleri olarak anılıyor. Şahinyurdu (Yukarı Benli) köyünün ismi de köydeki şahin kuşlarından geliyor. Konuştuğumuz köylüler şahinlerin kuzuları, tavukları pençeleriyle kavrayıp nasıl havalandıklarını anlatıyorlar. Şahinyurdu köyü çoğunluğu Rumlardan oluşan eski bir Ermeni köyü. Köyü gezerken Ermenilerden kalma virane kiliseler çıkıyor karşınıza. Şimdiler de ise köyde, esasen anavatanı Makedonya ve Batı Trakya olan Pomaklar yaşıyor. 93 Harbi olarak da bilinen Osmanlı-Rus savaşları sırasında Müslümanlığı kabul ederek Anadolu’ya göç eden Slavlara “yardımcı” anlamına gelen Pomak ismi verilmiş.
Köyde yaşayanların neredeyse tamamı Pomak ve kendi aralarında Pomakça konuşmayı sürdürüyorlar. Slav kökenli bir dil olduğu bilinen Pomakça, Bulgarca ve Rusça’ya yakın bir dil. Kooperatif ortaklarından İsmail beye soruyoruz Pomakça nasılsınız nasıl deniyor diye, “kakasikobaye” diye cevap veriyor… Pomakların bin yıllık geçmiş var, Çin’e kadar uzanıyor tarihleri. Şahinyurdu Pomakları mübadele yıllarında Batı Trakya’nın Drama kentinden gelmişler. Birkaç aile de Bulgaristan’dan gelerek buraya yerleşmiş. Ataları Drama yakınlarında Şahinyurdu’na çok benzeyen dağlık bir yörede yaşıyor, hayvancılıkla geçimlerini kazanıyorlarmış. O yüzden bu dağlık köye yerleşmişler. Tıpkı ataları gibi keçi yetiştirmeyi sürdürüyorlar.
Tüccarların köylü ürünlerini ucuza kapatması ve çiftçilerin emeğinin karşılığını ödememesi üzerine, köylü ürünleri değerlensin isteğiyle kurulmuş Kooperatif. Çeşitli kooperatifleri gezmişler, referans aldıkları Kooperatifler olmuş ve 2005 yılında Şahinyurdu Kooperatifi’ni kurmuşlar. Kuruluş aşamasında yerel yönetimlerden destek almamışlar. Hibe almışlar, Orköy kredisi kullanmışlar. Bugün itibarıyla 90 ortağı olan Kooperatif’in yaşadığı en büyük sıkıntı köydeki dedikodu mekanizması olmuş. Köylünün zor zamanlarında ürün karşılığı maddi destek sunan Kooperatif, köylünün ürününü tüccara satmasıyla başka sıkıntılar yaşamış. Bu sıkıntıları çok zor aştık diyor İsmail bey…
Şahinyurdu köyünün yokuş olması nedeniyle zeytin ağaçlarının sulanması gerekiyor. İsmail bey sulama yapmazsanız ürün alamazsınız diyor. Köyde aynı zamanda hayvancılıkta yapıldığından hayvan gübresi kullanıyorlar. Fakat hayvancılıkla geçinen köylü sayısı azaldığından (%25 oranında azalmış) hayvan gübresi yetmezse dışarıdan çiftliklerden gübre aldıkları da oluyor. Zeytin ağacı -8 derecede kuruyor. Bölge iklimi zeytin yetiştirmek için oldukça ideal… Zeytin sineği ile nasıl mücadele ettiklerini sorduğumuz da Mustafa bey genellikle karıncaların zeytin sineği larvalarını yediğini belirtiyor ve ekliyor zeytin sineği için özel bir ilaç kullanıyoruz ama bu sene pek zeytin sineği görülmedi. Zeytin sineği asıl olarak meyvenin çekirdeğine zarar veriyormuş. Mart ayında zeytin ağaçlarına budama yapılıyor, Ekim ayı sonu gibi de zeytinler toplanmaya başlıyor. Zeytinler eskiden elle toplanırmış ama gençler fabrikalarda çalışmayı tercih ettiklerinden, emek gücü azalmış, zeytin toplama işi zor zahmetli bir iş olmuş ve artık makine ile zeytin ağaçları altına çul serilerek toplanıyor. İsmail bey, “tüm köy birbirini tanıdığı için kimin nasıl üretim yaptığını biliyoruz,” diyor.
Paketleme tesisinde gördüğümüz yeşil zeytinleri Akhisar’dan alıyorlar, kendilerinin üretmedikleri zeytinlere etiket vurmuyorlar. Gemlik zeytininin coğrafi işareti var. Kooperatif ortaklarından alınan zeytinler köyde bulunan işleme tesisindeki seramik havuzlarda en az 6 ile 8 ay arasında bekletiliyor. Zeytinlerin Ağustos’u görmesi lazım diyor Kooperatif başkanı Cemil bey. Havuzlarda zeytinlere % 8 ile 9 oranında kaya tuzu verilip olgunlaştırılıyor. İşleme tesisinde zeytinler makina ile kalibre ediliyor, eleklerden geçirilerek küçük, orta, büyük olarak sınıflandırılıyor. Öğle yemeği arası veriyoruz, sonrasında civarda kurulan köylü pazarını geziyoruz ve paketleme yapılan yerden yukarı köye doğru yola koyuluyoruz.
Zeytinin asıl olgunlaştırıldığı yer olan işleme tesisine gidiyoruz. Yolda zeytin ağaçlarını kucaklıyoruz hep beraber. Yemyeşil zeytinlikler içinde zeytinlere bakmaya doyamıyoruz.Bahçe de bazı zeytinler erken olgunlaşmış, bazıları hala yemyeşil olarak görüyoruz. Kentte en çok karşımıza çıkan siyah çekirdek kötüdür, zeytin kimyasal işlemden geçtiği için çekirdeği aşırı siyah olur sorusunu İsmail beye soruyoruz. İsmail bey bir zeytin ağacının yanına gidip dalında hasat öncesi erken olgunlaşan zeytinleri gösteriyor ve böyle erken olgunlaşan zeytinlerin çekirdekleri siyah oluyor diyor. Gerçekten de Şahinyurdu Kooperatifi zeytinlerini tüketenler bilir, zeytinlerin çekirdekleri, koyu siyahtan açık kahverengiye değişebiliyor. İsmail bey zeytin bahçesinden köylerini gösteriyor, orda bir köy var uzakta, yeşillikler ardında, kurtarılmış bir vaha gibi.
Köye yaklaşırken bir taş ocağı karşılıyor bizi. Bir anda ortalık toz duman. Köylü de çok rahatsız taş ocağından yerel yönetimlere dilekçe vermişler ancak taş ocağı faaliyetleri hala devam ediyor. Yolda giderken Mustafa bey zeytin işleme tesislerini açarken Orman Bölge Müdürlüğü’nden gelenlerin tesisin ormana en az 25 mt mesafede olması gerektiğini söylediklerini söylüyor ama taş ocakları maalesef ormanla bitişik, yanı başındaki ağaçlar kirli, hasta, üzgün… Bir an evvel taş ocağını geçip, tesise gelmek için can atıyoruz.
Tesise geldiğimiz de minik bir bostan karşılıyor bizi, çileklerin tadına bakmadan geçmiyoruz tabi İşleme tesisinde 32 adet seramik havuz var. Kooperatif sezonda 150 ton zeytini işleyecek bir kapasiteye sahip. Dalından toplanan zeytinler bu havuzlara basılıyor, üzerlerine ağırlık konularak salamura olması sağlanıyor. Salamura suyu, havuz başında bulunan sirkülasyon pompası ile dipten alınıp yeniden üste basarak zeytinlerin eşit oranda tuzla buluşması sağlanıyor. Zeytinler havuza ilk girdiğinde hacimleri büyük olsa da olgunlaştıkça havuz içinde kapladıkları alan azalıyor. Havuzlarda olgunlaşan zeytinler elekten geçirilerek kalibre ediliyor ve sonra paketleme tesisine doğru yola çıkıyor. En ufak zeytinler zeytinyağına dönüşüyor. Bu yıl çok zeytin olmamış. Zaten zeytin de bir yıl, iyi, bir yıl kötü geçermiş. İşleme tesisi içinde ayrıca sabun yapımı için kullanılacak bir oda ile çalışanlar için soyunma, giyinme odaları var. Bir de dışarıda küçük bir idare binası var. Kooperatif başkanı Cemil bey, Başkan yardımcısı Mustafa bey ve Muhasip üye İsmail bey ile makam koltuğundan fotoğraf çektiriyoruz.
Köy merkezine doğru yola çıkıyoruz ama yolda gördüğümüz bardacık incirlerini, sarı erikleri, üzümleri de yemeden geçmiyoruz. Köylünün bahçesinden göz hakkından fazlasını alıyoruz. Köye ilk girişte ulu bir çınar karşılıyor bizi, altında soğuk akan bir çeşme var. Hala içilebilir suyun aktığı köy çeşmeleri var diyor umutlanıyoruz. Çeşmeden su içiyor, sulama havuzlarına göz atıyoruz. Ve nihayet köy meydanındayız. Ulu bir çınarın gölgesindeki köy kahvesine oturuyoruz, çay içerken bir yandan da sohbet ediyoruz. Köyde herkes birbirini tanıyor, kahveye gelen herkes bize hoşgeldiniz diyor. Hiç yabancılık çekmiyoruz. Kooperatif başkanı Cemil bey ilk tanışma ve birlikte çalışma hikayemizi anlatıyor. Başlangıçta Kooperatif epey zarar ediyor ama köylü yılmadan canla başla Kooperatif’e emek veriyor. Mustafa bey gülerek anlatıyor, önceden kimse kooperatife başkan olmak istemiyordu, biz Cemil’i zorla başkan yaptık. Kooperatif kar etmeye başlayınca şimdi çok talip var ama biz Cemil başkanı yeniden seçtirdik.
Sohbetin en tatlı yerinde köydeki Ermenilere ait kiliseyi görmeye gidiyoruz. Tek bir duvar kalmış, yanı başında kocaman bir çeşme var. Köyün kaynak suyu oradan çıkıyormuş ve dağılıyormuş. Yine gezerken köylü kadınlar hoşgeldiniz diyorlar bizlere. Yol boyunca kendi halinde bir Kooperatif’ten ziyade köylüyle bütünleşmiş bir Kooperatif çıkıyor karşımıza. Uludağın bulutlu tepelerine bakan köyden ayrılırken sıcacık bir his kaplıyor içimizi…
Ziyaret Fotoğraflarımız
Title
Short Description
Title
Short Description
Title
Short Description
Title
Short Description
Title
Short Description
Title
Short Description
Title
Short Description
Title
Short Description
Title
Short Description
Title
Short Description